Ana içeriğe atla

The Godfather Serisi || Film Yorumu

Ve belki de en önemli klasiklerden olan The Godfather serisi ile karşınızdayım. Küçük bir dipnot eklemek istiyorum yoruma geçmeden önce, kesinlikle büyük bir dikkatle izlenmesi gereken bir seri ayrıca filmler arasını açmadan izlemek daha iyi olur :)
Konu: Bir mafya ailesinin reisi suikast girişimine maruz kalır ve canını zor kurtarır. Babasını öldürmeye çalışan kişileri haklama görevini ailenin en küçük oğlu üstlenir.
Yorumum: İzlediğim en güzel filmlerden biri olabilir. Özellikle ilk 2 film çok güzel işlenmiş, farklı yerlerde aynı zamanda olan olayları müziklerle o kadar güzel birleştirmişler ki neden klasik olduğunu anlayabiliyorsunuz.
İlk Baba'nın oyunculuğunu çok beğendim ama asıl Al Pacino ve babasının gençliğini oynayan Robert De Niro'nun oyunculuklarını takdir etmek lazım. Özellikle son filmde daha da güzelleşmiş Al Pacino'nun oyunculuğu. Kullandığı ses tonu mimikleri harikaydı. Bazen karakterlerinin isimlerini aklımda tutmakta zorlandım ve ikide bir babama sordum :D ama onun dışında akıcı bir senaryosu vardı. Bazı yerlerde sıkıldığım oldu ama başta da dediğim gibi gerçekten dikkatinizi verip de izlemeniz gerek, ipuçlarını takip etmelisiniz. İpuçlarını anladıktan yakaladıktan sonra film daha zevkli geliyor.
Özellikle son filmin son sahnesi beni şoka uğrattı. Birkaç sahne önceden tahmin ettim neler olacağını ama o kadar çok istemiyordum ki böyle bitmesini... gerçekten üzdü :( Resmen şoka uğradım. Onun dışında her film birbirinden güzeldi, olaylar, karakterler, oyuncular, senaryo... hepsi çok iyiydi. Kesinlikle izleyin, izletin ayrıca müziğine bayıldım, fimlerini izlemediyseniz bile o klasikleşmiş müziği duymuşsunuzdur [şekil a 'da görüldüğü gibi ben :)] Bir de Don Corleone ailesi yarı İtalyan olduğu için yemekler de ön plandaydı. Özellikle Clemenza'nın pişirdiği yemeği çok merak ettim, o yüzden tarifi aldım denicem ahahaha :D
puanım: 4.9/5 yayın tarihi: 1972,1974,1990 imdb: nerden izleyebilirim: netflix veya filmmodu sitesinden hem türkçe dublaj hemde türkçe altyazılı izleyebilirsiniz süre: değişiyor filminden filmine ama ortalama 3 saat diyebiliriz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Piyanist || Film Yorumu

Selam canlar! Hayat nasıl gidiyor? Bana her gün sanki aynı günü yaşıyormuşum gibi geliyor. Aynı tek bir tarihte sıkışıp kalmışım gibi. Şu an tatilde olduğumdan dolayı bol bol film izleyip kitap okuyarak vaktimi değerlendirmeye çalışıyorum. Bu ayın sonuna doğru okulum tekrar açılacak ve 2.dönemi daha sıkı tutmam gerek. O yüzden hem kitap hem de film listemi olabildiğince bitirmeye çalışıyorum. Kısa bir hayat güncellemesinden sonra yoruma geçelim :) Bundan birkaç gün önce uzun zamandır aklımda olan ve kime sorsam eğer izlediyse bin bir türlü övgüyle bahsettiği bir filmi izledim: Piyanist. Konusu 2.Dünya Savaşı'nda Polonyada bir piyanisti ve ailesinin Yahudi olmalarından dolayı Almanlar tarafından sürgüne gönderilmelerini, psikolojik ya da fiziksel işkenceye tutulmalarını ele alıyor. Filmi izlerken sandalyemin ucunda oturdum resmen. 2 saat boyunca diken üstünde gibiydim. Etkilendiğim, gözyaşlarımı tutamadığım birçok sahne oldu. Detay vermeyeceğim spoiler olmasın diye :D ama

Kadın Kokusu || Film Yorumu

Vee yepyeni bir film yorumuyla karşınızdayım! Bu seferki Al Pacino'lu. Al Pacino'yu muhtemelen herkes The Godfather filminden tanıyordur ama bugün kendisine en iyi oyuncu Oscar'ını kazandıran Kadın Kokusu orijinal adıyla Scent of a Woman filminin yorumunu okuyacaksınız umarım beğenirsiniz <3 Konu: Şükran günü tatilinde biraz para kazanmayı uman yoksul bir özel okul öğrencisi, kör ve huysuz bir emekli albaya bakıcılık yapmayı kabul eder. Yorumum: Aslında bu filmi ilk izleyişim youtube'da filmden bir kesitti. Ben de neden bu filme şans vermiyorum diye düşündüm. Başları bana çok yavaş ve sıkıcı geldi, konu acaba nereye bağlancak diye bekledim hatta filme birkaç gün ara bile verdim :D Sonra 'Hadi Duru, Al Pacino oynuyor onun hatrına devam et,' dedim kendi kendime ama film sonra bir anda su gibi

Queen's Gambit || Dizi Yorumu

Herkese selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Çıktığından beri çok sevilen ve bundan birkaç hafta önce Amerika'nın Oscar ödüllerinden sonra en fazla rağbet görülen ödül töreni olan Golden Globe'da ödül üstüne ödül alan bir diziyle geldim: Queen's Gambit. 9 yaşındayken yetimhaneye gönderilen Beth, orda bir hademe ile arkadaş olur. Satranca karşı büyük bir yeteneğinin ve ilgisinin olduğunu keşfeden hademe, onu bazı arkadaşlarıyla tanıştırır. Onlar da bu kızın satrançta olağanüstü bir yeteneğinin olduğunu görünce onu lisedeki satranç klubündeki çocuklarla oynaması için çağırırlar. Günlerden bir gün, bir aile Beth'i evlat edinir. Yeni hayatına alışmaya çalışan Beth, gittiği bir markette satranç dergisi görür ve onu gizlice alır. Satranç turnuvalarının düzenlendiğini öğrenir ve bu turnuvalara katılmaya başlar. Önce kendi kasabasında yarışmaya başlayan Beth, gittikçe hem Amerika'da hem de dünya çapında bilinir bir satranç oyuncusu haline gelir. İşinde en iyileri