Ana içeriğe atla

Joy || Film Yorumu

Selam millet! Birbirinden güzel oyuncuların olduğu bir film ile geldim :)
Konusu 1980'lerin Amerika'sında 3 çocuklu bir anneyi anlatıyor. Annesiyle babası boşandıktan sonra bunalıma giren annesine bakmakta olan Joy, bu arada kendisi de boşanmıştır ve evinin bodrum katında eski eşi yaşarken ona babası da eklenir. Küçüklüğünden beri bir şeyler icat etmeyi ve yeni fikirler bulmayı seven Joy, bir gün aklına bir fikir gelir ve bunu ailesine açıklar.
Babasının sevgilisi ona sponsor olur ama başta ikisi de Joy'un fikrinin gereksiz olduğunu, işe yaramayacağını söyler. Önlerine bir sürü sorun çıkar ama Joy bir şekilde projesini hayata geçirmeyi başarır.
Filmin sonlarına doğru bazı uğradığı kumpaslar ve yanlış yönlendirmeler sonucu hiç istemediği bir duruma düşer.
Genel olarak çok güzel bir filmdi. Jennifer Lawrance'ın oyunculuğunu ilk kez izledim diyebilirim çünkü hiç Açlık Oyunlarını izlemedim. Ama bu filmdeki oyunculuğunu çok beğendim.
Önüne türlü türlü engeller çıkmasına rağmen inandığı şeyin sonuna kadar arkada durması çok güzeldi. Etrafındaki bazı kişiler onu yanlış yönlendirdi ve o da bunun farkında değildi çünkü neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyordu ama sonuna kadar hiçbir şekilde pes etmedi.
Kendi kendine iş kuran, düşe kalka hayallerine kavuşan bir kadının hikayesi. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.
puanım: 5/5 imdb: 6.6/10 yayın yılı: 2015 oyuncular: Jennifer Lawrance, Bradley Cooper, Robert De Niro süre: 2 saat 4 dakika nerden izleyebilirim?:720pizle ya da filmmodu'ndan izleyebilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Piyanist || Film Yorumu

Selam canlar! Hayat nasıl gidiyor? Bana her gün sanki aynı günü yaşıyormuşum gibi geliyor. Aynı tek bir tarihte sıkışıp kalmışım gibi. Şu an tatilde olduğumdan dolayı bol bol film izleyip kitap okuyarak vaktimi değerlendirmeye çalışıyorum. Bu ayın sonuna doğru okulum tekrar açılacak ve 2.dönemi daha sıkı tutmam gerek. O yüzden hem kitap hem de film listemi olabildiğince bitirmeye çalışıyorum. Kısa bir hayat güncellemesinden sonra yoruma geçelim :) Bundan birkaç gün önce uzun zamandır aklımda olan ve kime sorsam eğer izlediyse bin bir türlü övgüyle bahsettiği bir filmi izledim: Piyanist. Konusu 2.Dünya Savaşı'nda Polonyada bir piyanisti ve ailesinin Yahudi olmalarından dolayı Almanlar tarafından sürgüne gönderilmelerini, psikolojik ya da fiziksel işkenceye tutulmalarını ele alıyor. Filmi izlerken sandalyemin ucunda oturdum resmen. 2 saat boyunca diken üstünde gibiydim. Etkilendiğim, gözyaşlarımı tutamadığım birçok sahne oldu. Detay vermeyeceğim spoiler olmasın diye :D ama

Kadın Kokusu || Film Yorumu

Vee yepyeni bir film yorumuyla karşınızdayım! Bu seferki Al Pacino'lu. Al Pacino'yu muhtemelen herkes The Godfather filminden tanıyordur ama bugün kendisine en iyi oyuncu Oscar'ını kazandıran Kadın Kokusu orijinal adıyla Scent of a Woman filminin yorumunu okuyacaksınız umarım beğenirsiniz <3 Konu: Şükran günü tatilinde biraz para kazanmayı uman yoksul bir özel okul öğrencisi, kör ve huysuz bir emekli albaya bakıcılık yapmayı kabul eder. Yorumum: Aslında bu filmi ilk izleyişim youtube'da filmden bir kesitti. Ben de neden bu filme şans vermiyorum diye düşündüm. Başları bana çok yavaş ve sıkıcı geldi, konu acaba nereye bağlancak diye bekledim hatta filme birkaç gün ara bile verdim :D Sonra 'Hadi Duru, Al Pacino oynuyor onun hatrına devam et,' dedim kendi kendime ama film sonra bir anda su gibi

Queen's Gambit || Dizi Yorumu

Herkese selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Çıktığından beri çok sevilen ve bundan birkaç hafta önce Amerika'nın Oscar ödüllerinden sonra en fazla rağbet görülen ödül töreni olan Golden Globe'da ödül üstüne ödül alan bir diziyle geldim: Queen's Gambit. 9 yaşındayken yetimhaneye gönderilen Beth, orda bir hademe ile arkadaş olur. Satranca karşı büyük bir yeteneğinin ve ilgisinin olduğunu keşfeden hademe, onu bazı arkadaşlarıyla tanıştırır. Onlar da bu kızın satrançta olağanüstü bir yeteneğinin olduğunu görünce onu lisedeki satranç klubündeki çocuklarla oynaması için çağırırlar. Günlerden bir gün, bir aile Beth'i evlat edinir. Yeni hayatına alışmaya çalışan Beth, gittiği bir markette satranç dergisi görür ve onu gizlice alır. Satranç turnuvalarının düzenlendiğini öğrenir ve bu turnuvalara katılmaya başlar. Önce kendi kasabasında yarışmaya başlayan Beth, gittikçe hem Amerika'da hem de dünya çapında bilinir bir satranç oyuncusu haline gelir. İşinde en iyileri